Abum Rabum

Yazar: İskender Pala
Yayınevi: Kapı Yayınları
Sayfa: 528
Tür: Türkiye Roman


İnceleme
2018/01 7 dk 19471

"CAHİLLER GÜLÜN GÜZELLİĞİNİ GÖRMEZ, GİDER DİKENİNE TAKILIRLAR."

Yaklaşık 4000 yıl önce Babil ülkesinde yaşayan Akatların “Abum Rabum” dedikleri “Yüce Baba Hz. İbrahim”in ayak izlerinde gelişen bir polisiye hikâye. Ajanlar birbirleriyle mücadele ederlerken aynı zamanda Hz. İbrahim’in yolunda onun şifrelerini çözmeye çalışıyorlar. Roman, Ortadoğu'nun sancısı için yazılmıştır. Doğu-batı çatışması, Ortadoğu'dan kaçırılan eserler, Ortadoğu tarihiyle batı tarihi arasındaki uyuşmazlık, batının algı yönetimini nasıl yaptığı bir polisiye hikâye ile anlatılmıştır.

Hz. İbrahim’in din esasları üç semavi dinin müminlerini buluşturup dünya barışına katkı sağlayabilir. Yeni dünyanın yeni dini Haniflik olabilir. Bu yüzden Hz. İbrahim ve onun emanetlerinin bulunduğu Ortadoğu toprakları yeni dünya düzeni için önem taşımaktadır.

abum rabum

HİKÂYELER

HZ. İBRAHİM

abum rabum

Nemrut, birgün rüyasında gökten bir nurun indiğini ve o nurun güneşle ayı söndürdüğünü görür. Müneccimleri saraya çağırarak rüyasını anlatır. Onlar da, yeni bir din gelecek ve sizin tahtınızı yerle bir edecek derler. Nemrut buna karşın, doğacak bütün erkek çocukları öldürtmek ister. Annesi İbrahim’i doğurur ve onu bir mağaraya saklar. On beş ay boyunca da o mağaraya gidip gelerek İbrahim'i büyütmeye çalışır.

İbrahim, çocukluk yaşlarında babasına putlara tapmaktan vazgeçmesini söyler ancak babası dönemin ünlü put yapıcısıdır ve onu taşlamakla tehdit eder. O zamanlar İştar (Yıldız), Şamas (Güneş) ve Sin (Ay) Tanrılarına inanmak modadır. İbrahim halkına onlardan Tanrı olamayacağını anlatsa da kimse onu dinlemez. Kavmi bir gün bayram kutlamaları için şehirden dışarı çıkar. İbrahim, putlardan en büyüğü hariç diğerlerini kırar. Halk ne olduğunu sorduğunda sanırım sağlam duran diğerlerini bu hale getirdi der. Ancak devrin kralı Nemrut, İbrahim ile tartışarak onu ateşe atmaya karar verir. Aftuha sütunlarının olduğu yerden bugünkü Balıklı göle doğru fırlatılan İbrahim, ateşin içine düşerken kor kor yanan ateşler bir gül, odunlar da balık oluverir.

Mancınıktan atıldıktan sonra Cebrail aleyhisselamın gelerek bir isteğin var mı sorusu üzerine “Allah bana yeter” diyerek “Halilullah” mükâfatını alır. Allah onu ateşten kurtarıp kutsal bir beldeye ulaştırır. Saray (Sare) ile evlenip, babasını, yeğeni Lut’u ve karısını alarak Harran’a gider. Babası oradayken ölür. Kenan diyarına geçerler. 75 yaşındadır. Kıtlık çıkınca hanımını ve Lut’u yanına alarak Mısır’a gider. Firavunla yaşadıkları olaydan dolayı Mısır’dan çıkarılırlar. Müslümanların şimdi el-Halil dediği, ömrünün neredeyse yarısını geçirdiği ve türbesinin de bulunduğu bu yerde Rabbine bir çocuğunun olması için dua eder. Saray’ın çocuğu olmuyordur ve kendisinin isteğiyle Salih peygamberin neslinden olan Hacer ile evlenir.

Bu birliktelikten İsmail doğar. Ancak Saray kıskançlık gösterip Hacer’e eziyete başlar. Sonra Saray’ın isteğiyle Hacer ve İsmail’i İbrahim çöle götürür. Rab, oğul İsmail’in kurban edilmesini emreder ve İbrahim oğlunu tam kurban edeceği sırada bir koç gönderilir. Daha sonra, baba oğul burada Kâbe’yi inşa ederler. İlerleyen yıllarda Saray’ın İshak adında bir oğlu onun da Yakup adında bir oğlu olur. 175 yaşında vefat eden İbrahim, Saray’ın yanına defnedilir. Atababalar mağarasında bulunan bu türbede Hz. İbrahim, eşi Saray, oğlu İshak ve torunu Yakup bulunmaktadır.


NEMRUT DAĞI

abum rabum

M.Ö 30’lu yılların başında Kommagene’nin ihtişamlı hükümdarı Antiochos abidevi bir kümbet yaptırmak ister. Babil, Pers ve Yunan soyundan gelen bu kral söz konusu anıtmezarı, hükmettiği ortak medeniyetlerin görkemli bir sembolü olmak ve tanrılara minnettarlığını göstermek için yaptıracaktır. "Sonsuz uykuma dalacağım mekan öyle olsun ki tıpkı bir saray gibi, çevresinde teraslar, bu teraslarda tanrılarım ve atalarımın dev heykelleri bana eşlik etsin" der. Dönemin bütün ünlü mimarları bu abideyi yapmak için krala müracaat ederler. Nihayet Sin-Ammar adlı mimarın projesi beğenilir. Aslında Sin-Ammar Hz.İbrahim’in akidesi üzerine yaşayan biridir. Sin-Ammar, Güneydoğu Toroslar ile Fırat Nehri arasında kalan bölgeyi uçtan uca dolaşır. Sonunda 2150 metre yüksekliğindeki bugünkü Nemrut Dağının zirvesini beğenir. Gün doğumu ve gün batımı buradan ayrı bir güzel görünüyordur.

İki sene sonra dört katlı geniş ve muhteşem abideyi bitirir. Kral adamlarıyla birlikte abideyi görmek için gelir. Daha uzaktan binanın güzelliğinden hepsinin gözleri kamaşır. Dev terasları görünce ülkenin bütün heykeltraşlarına atalarının heykellerini yapıp buraya dikmelerini emreder. Abidenin içinde heyecanı ve mutluluğu büsbütün artar. İlk katta geniş bir salon. İkinci katta çiçeklerle bezenmiş fıskiye havuzlu bir sofa. Üçüncü katta kralın eşleri için odalar ve bir kurnasından bal şerbeti, diğerinden şarap akan bir hamam. Dördüncü katta da muhteşem bir manzarası olan bir teras. Sin-Ammar, kralın hazinesine ulaşmak için şifre olarak Hz.İbrahim’e gelen mesajları kullanır. Eşiklerden, köşelerden, kayalardan geçerken onun mesajlarına uyarak geçmek gerekir. Temiz kalp, doğruluk, sabır, dilini korumak, hoşgörü, merhamet, pak zihin ve haddi aşmamak.

Kapıya son bir diski yerleştirdikten sonra da yükses sesle “Kulluk tek İlah’adır” der, yankıyla birlikte akustik düzenek duvardaki bir parçayı yerinden oynatır ve hazinenin kapısı açılır. Kralın sadece kendisinin ulaşabileceği bir oda daha vardır. Bu odaya ulaşabilmek içinde duvarın yanında bulunan bir boşluktaki oyuktan kum alarak kapının açılması sağlanır. Ancak bu boşalan ve yerine dolan kumlar belirli bir süre sonra sarayın taş üstünde taş kalmayacak şekilde yıkılmasına sebep olabilir. Bunun olmaması için de beşinci bir adım daha vardır ki onu da krala ertesi sabah söylemeye karar verir. Kral gece düşünür ve bu sarayın aynısını mimar başka krallara da yapmasın diye onu öldürmeye karar verir. Sabah olur, birlikte sarayın üst katında dolaşırlarken adamları Sin-Ammar'ı aşağı doğru iterler. Sin-Ammar aşağı düşerken bağırır: "Beşinci adım kralım! Diğer taş! Kumu boşaltacak diğer taş!"


ZELOT

abum rabum

İsa’dan sonra Roma’yı yaklaşık kırk yıl uğraştıran Yahudiler 66 yılında Masada Kalesi’ni ele geçirirler. 70 yılında Kudüs’ün düşmesi üzerine de üç yıl ısrarla kalede direnirler. Roma on bin askerle onları kuşatıp dışarıyla irtibatlarını kesmekten başka çare bulamaz. Bu, kendilerine “zelot” adını veren direnişçi Yahudiler için açlığa, susuzluğa ve sonunda da ölüme mahkûm olmak demektir. Kalenin savunması her geçen gün zayıflar. Yahudilerin lideri Elazar ben Yair, herkesi kale meydanına toplayıp kendilerini öldürmeleri gerektiğini söyler. Oysa Yahudilikte intihar kesinlikle yoktur. Köleliğin acısını tatmak yerine ölmeyi tercih ederler. Bütün eşyaları yok etmeyi ama yiyecekleri bırakmayı düşünürler. Böylece, ölmeyi köleliğe tercih ettikleri anlaşılacaktır. Elazer’in dediğinin yapılmasına karar verilir. Kurayla on kişi seçilir, onların içinden de bir kişi. On kişi doksan beşer kişiyi kılıçtan geçirir, son kişi de diğer dokuzunu öldürüp intihar eder. Rivayete göre bu olay kaleden beş çocukla kaçan bir kadından öğrenilir.


abum rabum

KARAKTERLER

- Selim (28): Üniversitede dinler tarihi asistanı Sümerolog
- Alperen (28): Emniyet istihbaratında komiser
- Vuslat (25): MİT ajanı, Alperen’in eşi
- Vedat Bayrak (50): MİT İstihbarat Araştırmaları Merkezi Şefi
- Masaaki (26): Japon emniyet görevlisi
- Keiko (28): Üniversite asistanı Japon Sümerolog
- Elazer Mikael (60): Kudüs’te ezoterik ilgileri olan bir haham
- Zara (23): Sümerolog olarak yetiştirilmiş zelot
- Kitron (30): Sahte Mossad ajanı zelot
- Süslü (Susan Stone, 40): CIA Bilgi Operasyonları Merkez Direktörü
- Christopher (30): Fransız gizli yahudisi, mossad ajanı
- Harput Ağa (50): İstanbul’da ezoterik örgüt yanlısı müze görevlisi
- Melissa (35): Fransız Sümerolog, CIA ajanı
- Kevin (26): Çaylak CIA ajanı
- Noah (40): İstanbul’da ezoterik örgüt yanlısı papaz
- Donald Furlan (55): Vatikan’da kardinal
- Bakan (40): Dünya hâkimiyeti için çalışan gizi örgüt üyesi


KONU

Tokyo Üniversitesi’nde yılın en başarılı asistanı seçilecek olan Sümerolog Keiko’nun odasında ölü bulunmasıyla macera başlar. Japon emniyet görevlisi Masaaki olayı aydınlığa kavuşturmak için görevlidir. Japon inanışı Reikon’a göre eğer Keiko’nun katili bulunmazsa ruhu huzur içinde kalmayacaktır. Masaaki, Keiko’nun sevgilisi Chris ve yan masasında oturan asistan arkadaşı Kitron’un peşinden giderek gerçekleri öğrenmeye ve suçluları birer birer cezalandırmaya ant içmiştir.

abum rabum Zara, henüz bebekken getirildiği yetimhanede bir zelot olarak yetiştirilmiştir. Büyüdüğünde tek isteği gerçek kimliğini öğrenmek olmuştur. Kudüs’te yaşayan zelot başı Haham Elazer Mikael onun yüce efendisidir ve bir Sümerolog olarak görevi de Hz.İbrahim ile ilgili tüm arkeolojik eserleri inceleyerek, Sümer, Akat ve Babil dilinde yazılmış tabletlerin şifresini çözerek hazineye ulaşmaktır. Görevi boyunca birçok tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulduğu Phaisdos diskinin dışarı çıkarılması, istihbarat tarafından yakalanması, CIA tarafından istihbaratın elinden alınarak korkunç işkencelere maruz kalması, yol arkadaşları tarafından ihanete uğraması ve kendisini hepsinden daha fazla sarsan gerçek kimliğini öğrenmesi olacaktır.

Selim, İstanbul’da ilahiyat fakültesinde görevli asistan bir Sümerolog’dur. Çocukluk arkadaşı ve istihbarat komiseri olan Alperen’in Zara’nın üzerinden çıkan bir tablet kopyasını okuması için emniyete çağırmasıyla birlikte olaylara dâhil olur. Hz.İbrahim’in hayatı boyunca yaşadığı yerleri arkadaşları ile birlikte gezerek onlara tabletlerde, sfenklerde, stellerde, heykellerde, kitaplarda, taşlarda yazan yazıların ve resimlerin tercümeleri ve şifrelerin çözülmesi konusunda yardım eder.

abum rabum Alperen, emniyet istihbaratında komiser, eşi Vuslat MİT ajanıdır. Aynı görevde aynı taraftadırlar ancak bağlı bulundukları merkezlerin ayrı olması sebebiyle aralarında tatlı bir rekabet yaratarak hep bir adım önde kalma yarışındadırlar.

Selim, Alperen, Vuslat ve Masaaki. Macera boyunca birlikte hareket ederek Hz.İbrahim’in yolunu takip ederler. Bu yolculuktaki amaçları karşılarına çıkan şifreleri çözmek ve Nemrut dağında Sin-Ammar tarafından yapılmış sarayın içindeki hazine ile dünya barışını sağlamaktır.

Kitron, Chris ve Kevin ise bu dört arkadaşın bazen gerisinden bazen ilerisinden giderek şifreyi onlardan önce çözmeye çalışacaklardır. Üçü de farklı birimlere bağlı olmasına rağmen ortak bir amaç uğruna ortak bir hedefin karşısındadırlar. Yolculuğun sonunda biri ölecek, biri sakat alacak ve biri de bağlı olduğu yöneticinin fikirlerini reddederek kendi doğrularının peşinden gidecektir.

Hepsi Nemrut Dağı’nda, gezegenlerin belirli bir hizaya dizilerek hazinenin yolunu gösterecek olan bu önemli gecede karşı karşıya gelirler. Arbede sırasında yerinden oynayan taşlar önlerine bir dehliz çıkartır. Buradan içeri girerler ve elde ettikleri şifrelerle koridorları takip ederek o kapıya ulaşırlar. Şimdi hazineye ulaşmak için yapacak tek bir şey kalmıştır. Phaisdos diskini kanala yerleştirmek.


SÖZLER / BİLGİLER

"Tarihte ilk site devletini M.Ö.4000’lerde, demokrasiyi M.Ö.2350’lerde, stratejiyi M.Ö.2500’lerde Sümerler bulmuştur. Oysa Batı dünyası bunların Batı’da Yunanistan’da bulunduğunu iddia ederler."

"On binlerce yıldır insanlığın beşiği olan bu Ortadoğu topraklarındaki savaş, yalnızca petrol ve su kavgası değildir. Aynı zamanda bir kültür, tarih, kimlik kavgasıdır."

"Öğretmen veya bilim adamı, tarihçi veya şair, ressam veya felsefeci, mesleği ne olursa olsun herkes ilk meslektaşını Sümer’de görebilir."

"Hz. İbrahim’in mesajı: Temiz kalp, doğruluk, sabır, dilini korumak, hoşgörü, merhamet, pak zihin ve haddi aşmamak."

"Allah cahillere “Niçin öğrenmediniz?” sorusunu yöneltmeden evvel âlimlere “Niçin öğretmediniz?” diye soracak."

"Dinin çıkış noktası insanlığa bir mesajdır."

"Güneş doğudan yükselir."

abum rabum



Arka Kapak

Karısı Saray, Avram’a çocuk verememişti. Saray’ın Hacer adında Mısırlı bir cariyesi vardı. Saray Avram’a, (…) “Lütfen cariyemle yat, belki bu yolla bir çocuk sahibi olabilirim” dedi. Avram Saray’ın sözünü dinledi. (…) Rabb’ın meleği (hamile kalan Hacer’e) (…) “Bir oğlun olacak, adını İsmail koyacaksın. (…) Herkes ona karşı çıkacak, kardeşleri onunla hep çekişme içinde yaşayacak” dedi (Tevrat, Tekvin, Bâb 16). İbrahim’in biri köle, biri de özgür kadından iki oğlu vardır. (…) Bu kadınlar iki antlaşmayı simgelemektedir. Biri Sina Dağı’ndandır, köle olacak çocuklar doğurur; bu Hacer’dir. Oysa göksel Yeruşelim özgürdür, annemiz odur.(…) İşte böyle kardeşler, bizler cariyenin değil, özgür kadının (Sara’nın) çocuklarıyız (İncil, Galatyalılar 4/21-31).

Dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan Ortadoğu… İnsanlığın beşiği ve Hz. İbrahim’in ayak izlerini taşıyan yurtlar… Ve Müslümanlar üzerinden süregiden savaşlar… Bir bakıma
Hz. İbrahim’in mirası peşindeki evlatlarının amansız mücadelesi…
Ortadoğu’da yalnızca fikirler, inanışlar, canlar değil, tarih de bir katliamın pençesinde. Artık hakikati görenler, Irak ve Suriye’de birinin kanı toprağa akarken uzaklarda kanı bitlenen birilerini, burada bir kurşun namludan fırladığında meçhul ülkelerde kabaran cüzdanları, burada annelerin ağıtları gözyaşlarına karışırken bir yerlere gizlice kaçırılan tarihi mirası fark edebiliyorlar. Oynanan oyuna insanlığın geçmişiyle hesaplaşması deniyor ama hakikatte geleceğini belirleme potansiyeline sahip.
Elinizdeki kitabı yalnızca Roma, Kudüs ve İstanbul ekseninde bir casusluk romanı olarak değil, aynı zamanda Mezopotamya’nın sosyal, siyasi ve sanatsal tarihi gibi de okuyacaksınız. İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden nefes nefese bir polisiye...

Aynı Kategoride Eklenmiş Son Kitaplar
Card image cap
Aşkımız Eski Bir Roman Yeni

Ahmet Ümit

Ahmet Ümit'in edebiyat dünyasına kazandırdığı o meşhur karakteri Başkomser Nevzat'ın kahramanı ol ...

Card image cap
Üç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik

Yaşar Kemal

Üç Anadolu Efsanesi, üç türkü, üç mücadele, üç yiğit, üç güzel, üç aşk... Bir at, bir saz, bir ge ...

En Çok Okunan Kitaplar
Card image cap
İnce Memed 2

Yaşar Kemal

Bu roman, atalarından kalma köy toprağını çektiği her türlü eziyete rağmen terketmeyen, son nefes ...

Card image cap
Kırlangıç Çığlığı

Ahmet Ümit

Suriyeli göçmenlerin dramı, çocuk istismarı ve organ kaçakçılığı, maalesef ülkemizin gündemini hâ ...

Tüm Kitaplar

İncelemesini hazırladığım tüm kitapların listesi için...

Devam...
Kitap Hakkındaki Yorumlarınız

    Kitap hakkında ilk yorumu siz yapabilirsiniz...


Bu siteden elde edilen reklam gelirleri ile kimsesiz çocuklarımıza KİTAP alınmaktadır. Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımız ancak okuyarak geleceğimize şekil verebilirler. Her kitap bir hayattır. Hayatı okunduğu kadardır.

Serdar Kılıçsel © 2018
facebook.com instagram.com linkedin.com